Sadece Fotoğrafçılarda Bulunan Hastalıklar

Bugün biraz daha esprili bir yazı yazmak istedim. Önceki yazılarımda bahsettiğim fotoğrafçı hastalıkları konusunu biraz daha açmak istiyorum. Blog yazmanın zorluklarından biri de bu, her konuyu açmak durumunda kalıyorsunuz :) Daha iyi ekipman alma, daha iyi ekipman isteme, satın alma, marka bağımlısı olma durumlarını inceleyeceğim.

Günümüzde herkes fotoğraf çekiyor, kimisi kendisine amatör diyor, kimi hobi diyor, kimi de fotoğrafçı diyor. Cep telefonu ile çekimlerin ve paylaşımların tavan yaptığı, sadece instagram amaçlı özel fotoğraf makinelerinin çıktığı bugünlerde fotoğrafın da popülerleşmesine şaşırmamak gerek. Cep telefonu olan daha iyi fotoğraf çekebilmek için kompakt fotoğraf makinesi alıyor, onunla yetinmeyen aynasız alıyor, DSLR alıyor. Sonuçta almanın sonu yok, DSLR makinelerin de sonunun olmadığı gibi. Uç noktalarda ise Leica ‘lar, Hasselblad’lar var… Teknoloji geliştikçe yeni seçenekler çıkmaya devam edecek, biz de satın almaya…

1- Ekipman Satın Alma Hastalığı (ESAH)

Bu arkadaşlardan her yerde görebilirsiniz, İstanbul’da özellikle Sirkeci bölgesinde görülürler. Sırtlarında kocaman çantalar olur, genellikle fotoğraf makineleri son model askılarla omuzlarına asılıdır, full frame fotoğraf makinesi kullanırlar ve önlerinde 70-200 veya 100-400 türü büyük lensler bulunur. DSLR gövdesinde grip kullanımı yaygındır. Sadece fotoğraf makinesi değil, lens, çanta, tripod, monopod, grip, yedek pil, her türlü yan ekipman ve aksesuar hakkında da geniş bilgileri vardır ve son çıkanı satın alma taratarıdırlar. Tripodun karbon olanına, kumandanın kablosuz olanına, hafıza kartının kablosuz olanına bayılırlar. Onlar için önemli olan aslında ihtiyaç değil, yeni olandır. “Yeni olan daha iyidir” felsefesine sahiptirler. Sahibinden.com gibi alım-satım sitelerini ezbere bilirler, hangi ürün ikinci elde ne kadara gidiyor bilirler, ayaklı fotoğraf bayisi gibidirler.

İnternet sitelerinde, forumlarda, fotoğraf platformlarında, fotoğraf gezilerinde, bulunabildikleri her yerde satın alacakları ürünle ilgili saatlerce araştırma yaparlar, en ufak detayına kadar diğer alternatifleriyle karşılaştırırlar. Tek bir websitesine güvenmezler, çoklu websitesinden benzer karşılaştırmaları yaparlar, sensörde kullanılan çipin hangi ülkede üretildiğine kadar bakarlar.

Forumlarda aldıkları ürünün incelemesini yaparlar veya yapılmış incelemelere uzuuun uzun yorumlar yazarlar, ölesiye savunurlar. Ellerinde 5D Mark 3 de olsa 5D Mark 4 çıktığı an kafalarında artık 5D Mark 3 bitmiştir, eskidir ve 5D Mark 4 ile çok daha iyi fotoğraf çekeceklerdir. Aldıkları üründen de çabuk vazgeçerler. Genellikle bekarlardır, çocukları yoktur, para harcama konusunda sıkıntıları yoktur. Elinizde 18-55 kit lens görürlerse küçümseyici bakış atarlar :) Her tür fotoğraf çekerler, ama aslında ekipman denerler, “Bakalım yeni 70-200 nasıl çekiyormuş, hmmm” tepkilerini sıkça görürsünüz.

ESAH aslında sadece fotoğrafçılarda değil, hayatın içinde her yerde görebileceğiniz bir hastalık, özellikle akıllı telefon piyasasında çokça varlar…

 2- Lens Satın Alma Hastalığı (LSAH)

LSAH, üstteki ESAH hastalığının özelleştirilmiş halidir. Söz konusu lenslerse onlardan daha başarılısı ve bilgilisi yoktur. MTF diyagramlarından tutun, test çekimlerine, inceleme yazılarına ve inceleme videolarına internet üzerinde o lense dair çıkan her şeyden haberdarlardır. Herkes tarafından çok beğenilen bir lens hakkında konu açıldığında, örneğin Tamron 17-50; “O lens köşelerde 24mm’den sonra karartma yapıyor, işe yaramaz” diyebilirler veya “O lens f/4 ‘ten sonra keskinleşiyor, köşelerde de yeterlince keskin değil” gibi söylemlerde bulunurlar.

Satın aldıkları lensler ile fotoğraf çekmek yerine onu test etmeyi seçerler, onları çok zaman back-front focus testi veya keskinlik testi yaparken görebilirsiniz. Bu hastalığın çaresi ne yazık ki yoktur.

3- L Lens Satın Alma Hastalığı (LLSAH)

Aslında adı üstünde bir hastalık. Canon DSLR kullanırlar ve en kaliteli ve en pahalı lensler olan L lenslerden başka lens kullanmazlar. Her türlü L lensi bilirler, geniş açıdan dar açıya f/1.2 den f/4e tüm L lensleri en ufak detayına kadar incelerler. Bir başkasına L lens görmezlerse “L lens al, dünyan değişecek” derler…

4- Marka Hastaları (MH)

benimkameramseninmakinanidover.com açabilecek kadar markaya düşkün, yine cep telefonlarında görülen Apple Fanboy veya Android Fanboy gibi görebileceğiniz, Canon – Nikon – Pentax fanboylarıdır. Çoğunlukla erkeklerdir, Canon kullanıyorlarsa her Canon ürününü savunurlar, iyi veya kötü olması değil, marka onlar için önemlidir ve o marka yaptıysa zaten kalitelidir. Kullanıcısı çok olan marka savunucuları “İyi oldukları için çok kişinin kullandığından”, kullanıcısı az olan marka savunucuları da “Türkiye’de popüler olmadığından ama Dünya’da en iyi fotoğrafçıların bu markayı kullandığından” bahsederler.

5- 2.Elde Satabilme Potansiyeline Göre Satın Alma Hastalığı (2ESPGSAH)

Bu hastalık yazıyı okuyup ekleme yapmak isteyen “Bahadır Serin”den geldi ki haklı buluyorum, kimisi de “Şu lensi de alayım, uymazsa satarım” veya alalım satalım mantığı ile bolca alışveriş yapar. Hatta o kadar çok alışveriş yapar ki işi ticarete döker, bir de bakar fotoğraf falan çekmiyor. Bu hastalığa kapılanlara acilen en son ne zaman iyi fotoğraf çektiklerine göz atmalarını öneriyorum.

Sonuç

Bunlar sadece fotoğraf genellemeleri. Etrafta çok görebileceğiniz, muhtemelen fotoğrafla uzun zamandır ilgiliyseniz belki zaman zaman da sizin içinde bulunduğunuz hastalıklar bunlar. Tedavileri genelde zaman… Bazen de yok. Fotoğrafta ekipman tabii ki önemli, ama esas olan her zaman ışık, her zaman kompozisyondur. Araştırırsanız cep telefonları ile kit lenslerle harika fotoğraf çekebilen yetenekli amatör fotoğrafçılara rastlarsınız. Fotoğraf, hayatımızın büyük bir rengi, bir kere bu mikrobu alan kolay kolay vazgeçemez, ama gereksiz hastalıklara dikkat, ihtiyaç olduğu için tüketim yapın, başkası iyi dediği veya testlerde en önde geldiği için değil.