2014 yılı benim için bol seyahatle geçti. Ama bu seferki fotoğraf için olunca heyecan daha fazla oluyor. Photokina fotoğraf fuarı her zaman benim hayalimdi, fotoğrafın en yüksekte olduğu yer, gündem, markalar, ekipmanlar… Yıllardır gitmek istediğim fuara bu sene gitme şansı buldum. Ben hep çok merak etmişimdir neler olduğunu, eğer siz de ediyorsanız hepsini şimdi okuyacaksınız…
Photokina Nedir, Yaklaşık Maliyeti Ne Kadardır?
Photokina 2014, her iki senede bir Almanya’nın Köln kentinde yapılıyor. Fotoğrafla, videoyla ve dolayısıyla optikle ilgili olan tüm markalar fuarda yer alıyor ve hem son ürünlerini tanıtıyorlar hem de var olan teknolojilerini sergiliyorlar, hem de eğlenceli anlar yaşatmak için etkileyici standlar kuruyorlar. Her şeyden önce belki aranızdan gitmek isteyenler olur, işin biraz maliyet kısmından bahsedeyim. Konaklama ve ulaşım masraflarını bildiğiniz gibi ne kadar erken alırsanız o kadar iyi. Oteller de fuar zamanı Köln’de oldukça pahalı oluyor, ama yine de gecelik 100Euro gibi bir fiyat düşünebilirsiniz ortalama olarak, uçak için de 200Euro gibi bir ücret düşünün, daha önceden alırsanız çok daha ucuz olur tabi daha önce de söylediğim gibi. Photokina ‘da bir de giriş ücretleri var, fuar zamanı alırsanız iki katı fiyatlar oluyor ama önceden internetten alırsanız günlük 24Euro gibi bir ücreti var, yani 2 gün gittiğinizi düşünürseniz 50Euro da buraya yazın. Toplamda fuar+ulaşım+konaklama olarak 500Euro olarak baz alınabilir, yani şu anki karşılığıyla yaklaşık 1500TL. Almanya da bir Avrupa ülkesi olarak tahmin edebileceğiniz üzere ucuz bir ülke değil, ortalama yiyeceğiniz bir yemek 10Euro’dan aşağı olmuyor, hep McDonalds’ta yeseniz bile 7Euro gibi bir ücret ödüyorsunuz menülere, zaten bir yerden sonra yenmiyor kuru kuru, çorba arıyor insan :)
Köln ve Ulaşım
Köln Almanya’nın 4. büyük, muhtemelen futbolla ilgileniyorsanız rahatlıkla ismini bileceğiniz Leverkusen, Aachen gibi semtleri de içinde kapsayan şehri. Aynı zamanda bildiğimiz kolonyanın da çıkış şehri, zaten adının ingilizcesi de Cologne. Ünlü Köln Dom (Köln Katedrali) ile biliniyor ve havayolu ve demiryolu ulaşımının kalbi durumunda. Almanya’nın batı ucunda bulunuyor ve Istanbul’dan uçakla 3 saat sürüyor. Saat farkımız da 1 saat olunca gidişimiz 2 saat, dönüşümüz 4 saat gibi oluyor. Ortasından ünlü Ren Nehri geçiyor ve dolayısıyla pek çok köprüye sahip bir bilim,sanat ve eğlence şehri. Oldukça da karizmatik olduğundan da bahsetmek lazım. Almanların bazıları Köln derken bazıları Kı-löğn diye adlandırıyor şehri, soru sorduğunuzda bazen anlamamaları bu yüzden :) Köln-Bonn Havaalanı’na indiğinizde sizi çok büyük olmayan bir alan karşılıyor. Şehir merkezine biz trenle geçtik, bilet makinelerinden bilet alıyorsunuz ve ilgili hatta bekliyorsunuz, sanıyorum 10 dakikada bir tren var, bu arada beklemeniz gereken tren S13 hattı. Şehir merkezindeki istasyonun adı ise Köln HBF (Hauptbahnhof). 1 saat boyunca geçerli olan tren bileti kişi başı 2.80Euro. 90 dakika boyunca bu biletle seyahat edebiliyorsunuz. Avrupa ‘da hemen hemen her yerde olduğu gibi burada da biletinizi kimse kontrol etmiyor, yani bizim gibi Istanbullular sıklıkla “Bilet almasak ne olur ki, zaten bakan yok” diye düşünebilir, yakalanırsanız tahmin edebileceğiniz gibi cezası çok yüksek. Köln HBF, oranın Mecidiyeköy’ü veya Cevizlibağ’ı olarak görebilirsiniz, buradan her yere ulaşım mevcut.
Photokina 2014 ve Fotoğraf
Photokina, Köln-Messe ‘de yapılıyor, Tüyap’tan oldukça büyük olduğunu söyleyebilirim, markalar da ciddi şekilde hazırlanmışlar, özellikle Canon, Nikon, Samsung, Sony, Fujifilm ‘in standları çok büyüktü. Ben şahsen en çok Fujifilm ‘inkinden etkilendim, çünkü Workshoplar çok iyiydi ve benim fotoğrafta ciddi yol almamı sağlayan Bert Stephani, şansıma o gün o saatte Workshop veriyordu, 1 saat boyunca onu canlı izleme şansına da sahip oldum, duygulandırıcıydı açıkçası. Canon ‘la başladık gezmeye, tüm lensleri, tüm makineleri, lenslerin kesitlerini görebileceğiniz çok geniş bir stand kurmuşlar. Cine lensler bile vardı, daha önce hiç görmediğim STM lenslerin teknolojisi gibi değişik animasyonlar da vardı. Canon Live Pass adı verilen kartlar üretmişler, içeride olan tüm etkinlikleri bu karta yükletiyorsunuz, ve sonra kartı kullanarak çıktılar alabiliyor veya web sitesinden fotoğraflarınızı alabiliyorsunuz. Etkinlik derken alanda fotoğraf çekilebileceğiniz yerler var, örneğin yüzünüze güçlü fan tutuyorlar ve fotoğrafınızı çekiyorlar… Bu gibi eğlenceli olabilecek pek çok etkinlik mevcuttu. Yeni çıkan 7D Mark II‘yi ve diğer G serisi makineleri inceleyebilme imkanı vardı, her markada olduğu gibi… Nikon ‘da da benzer bir sistem vardı, tüm lensler, tüm makineler, ama özellikle D750 standı. Her marka aynı zamanda modeller tutmuşlar tabii fotoğrafını çekebileceğiniz, sanırım %85i erkek olan bir fuar için dikkat çekmek için bulunmaz nimet. Sony özellikle hızının altını çizmiş, ipte yürüyen cambazlar ve bunların atraksiyonlarını saniyede 12 kareyle rahat rahat çeken Sony’ler biraz şov yapıyordu açıkçası. Samsung ise geniş bir standa az ürün sığdırmıştı, ürünlerinin kesitlerini de sergilediklerini gördüm. Bunların yanında Leica, Hasselblad, Tamron, Sigma gibi büyük markaların hepsinin standları vardı, tabii video olanında da Red, Alexa, Blackmagic gibi harika markalar da vardı. Özellikle ekipman merakınız çok fazlaysa sizin için cennet olabilecek bir fuar. Ben ekipmana biraz alışkın olduğum için çok etkilendiğimi söyleyemem yalnız tanıştığım kişiler, görülen yenilikler için bile değer. Ahşap ayaklı tripodlar, adını hiç duymadığım marka orta format makineler vs. Bence fotoğrafla ilgileniyorsanız mutlaka ve mutlaka gidin.
Sonuç
Köln, veya Cologne, çok güzel ve sakin bir şehir. Klasik Alman düzeninin korunduğu, güvenli, ulaşımı kolay, şık bir Avrupa şehri. Sadece Photokina için değil her zaman gitmenizi rahatlıkla önerebilirim, Photokina tabii bambaşka bir deneyim, ikisini bir arada çıkarmak çok daha güzel. Hem ekipmanları tanıyor, hem değişik markaları görüyor hem de hayallerinizin fotoğrafçılarıyla tanışma fırsatı buluyorsunuz. Harika bir deneyim olduğunu tekrar söylüyor ve çok çok özleyeceğimi belirterek yazımı bitiriyorum…
8 comments
Bilgİler için teşekkürler. Küçük bir düzeltme yapmak istiyorum. Leverkusen'i ve Aachen ı Köln'ün semtleri olarak belirtmişsiniz ki bu ikisi başlı başına birer şehir yani Köln'e bağlı falan değiller. Keşke önceden geleceğinizi bilseydik elimde fazladan bilet vardı dağıtacak insan aradım ama bulamadım. Bir daha gelirseniz haberimiz olsun.
Ayrıca fotoğraflarınızdan her zamanki gibi güzel. Selamlar.
Evet evet haklısınız, yazıyı yazarken hata yapmışım, çok önceden belli olsaydı yazardım ama biraz son an gibi oldu… Teşekkür ederim :)
keşke bedava biletim olsaydı. :D
güzel yazı Tahir, kalemine sağlık. :)
Bilgiler icin tesekkürler.Almanyaya tekrar gelirseniz haberimiz olsun:)
harika bir gezi olmuş..emeklerinize sağlık.teşekkür ediyorum.:)
yine çok güzel bir yazı olmuş , gitmek adına heveslendirdi doğrusu :)
"yemekler kuru kuru çorba arıyor insan" :)))