Bozcaada Fotoğraf Gezisi

Herşey facebook üstünden ortaklaşan haberleşen 195. Dönem İFSAK Proje Grubu nun  yazışması ile başladı. Fotoğraf çekmekten ve yeni yerler keşfetmekten, gittiği ve beğendiği yerleri tekrar görmek isteyen insanların kendi aralarında organize olması  ile bir anda kendimi Bozcaada gezisi oluşumunda buldum. Yanlış anlaşılmasın şikayet etme amacıyla yazmıyorum. İFSAK Eğitim biriminde görev aldığım için, hem de eşim uzun zamandır haftasonları biryerlere kaçmıyoruz ve fotoğraf çekmiyoruz dediği için gözüm kapalı geziye ailecek dahil olduk. Geziyi-kalacak yerleri-ulaşım şeklini vs tüm işleri halleden İFSAK Eğitim Birimin den Sayın Gürol Korkmaz a teşekkür ederim. O olmasaydı bu gezi gerçekleş(e)mezdi.

Fotoğraf Ekipmanı:

Eşim yanına Fujifim XE-2 ile 18:55 lensi aldı. Sağolsun Fujifilm Türkiye ye bu gezide yanıma almak için  bir adet aynasız ve 2 tane lens ricasında bulundum. Beni kırmadılar istediğim ekipmanı ayarladılar ama gezi öncesi haftamın çok yoğun olması, hava sıcakları vs -bu şartlara tembelliğimde eklenince- derken fırsat bulup ekipmanları alam(a)dım. Kendilerine tekrar teşekkür ediyorum. Aynasız yoluna giremeyince yine kaldık bizim emektar Canon 7D ve Canon L 17-40 F:4 lense. Detay fotoğraflar için en ucuz Canon alternatifi olan 50mm f:1.8 ide lowepro 140 av nin ön gözüne tıkıştırdım. Böylece 1 body +2 lens+ 2 pil ve 2 hafıza kartını da yanıma alarak geziye hazır hale geldim. Sadece haftasonu gideceğim için yanıma çektiğim fotoğrafları aktarma amacıyla harici hard disk ve MacBook u almaya gerek görmedim. Olası bir yedek durumuna karşı iPad i sırt çantama attım.

Yolculuk

Saat 23:30 da Kamil Koç Ataşehir tesislerinden kalkan otobüs ile yolculuğumuza başladık. On kişilik ekip olarak arkada yer alan son on koltuğu kapattık. Bayram-seyran olmamasına karşın otobüs terminali çok kalabalıktı ve otobüsümüz yaklaşık 30dk geç geldi. Hatta 23:59 otobüsü 23:30 otobüsünden önce terminale geldi. İki otobüs bir arada olunca biletlerini karıştıran yolcular otobüslerini karıştırmakta zorlanmadı. Gidiş geliş otobüs tutarı 110,00 tl kişi başı. Otobüsümüz saat 00:00 gibi kalktı. Saat 6:30 gibi Geyikli iskelesine vardık. Saat 7:00 da ki Bozcaada ya geçen feribotu beklerken çay molamızı verdik. Bozcaada gidiş-dönüş kişi başı 6,00 tl.

Bozcaada

Türkiye’nin 3. büyük adası, bu ada üzerinde yer alan, Çanakkale iline bağlı ilçe.

Adanın (ve ilçenin) yüzölçümü 40 km², anakaraya uzaklığı 6 km’dir. Resmi nüfusu 2.543 olup, kışları 1.500 civarına düşer, yazları ise bu sayı 5.000’e kadar çıkmaktadır.

Adanın tarihine Çanakkale Boğazı’nın girişindeki önemli stratejik konumu damgasını vurdu. Yunanlılar Troya Savaşı sırasında o zaman ki Bozcaada’daki bir liman olan Aulis’i üs olarak kullanmışlardır. Tenedos adı Herodot’un yazılarında sık sık geçmektedir. Antik çağ’da Midilli adasında oturan Aiolya halkının bir kısmının buraya yerleştiği tahmin edilmektedir. Ada, İyonya ayaklanmasından sonra önce Perslerin sonra Romalıların egemenliğine girdi. Roma İmparatorluğunun parçalanmasından sonra Bizans İmparatorluğu sınırları içinde kaldı. Türklerin adayla ilk bağlantısı, Aydınoğlu Umur Bey’in İzmir’i fethettikten sonra 1328’de 8 gemilik bir filosuyla Bizans yönetimindeki Bozcaada’ya gelerek yağmalaması olmuştur. Bu dönemde Venedik ve Cenevizliler, ticari faaliyetlerine yararlı olacağı düşüncesiyle adayı ele geçirmek için bir rekabet içine girdiler. 1377’de Bizans İmparatoru, askeri yardım karşılığında adayı Venedik’e verdi. Ceneviz’in buna tepki göstermesi üzerine Venedik ile aralarında çatışma başladı. İki devlet 1381’de Torino’da bir antlaşma yaparak adayı boşaltmaya ve tarafsız bölge olmasına karar verdiler. Venedikliler bu antlaşma uyarınca ada halkını tümüyle boşalttılar ve Girit’teki Kandiye kentine taşıdılar. Ada uzun süre boş kaldı. İspanyol seyyah Clavijo, 1403’te Bozcaada’ya geldiğinde üzüm bağları, meyve ağaçları, tavşanlar ve büyük bir kalenin yıkıntılarıyla karşılaştı, ancak yerleşik kimse bulamadı.

Fatih Sultan Mehmet döneminde 1455 yılında Gökçeada (İmroz) ile birlikte fethedilen ada, Osmanlı donanmasının ikmal üssü olarak kullanıldı. Bunun üzerine Venedikliler adaya tekrar asker çıkardılar. 1464’te Mahmut Paşa, adayı tekrar Osmanlı topraklarına kattı. 16. yy’da Bozcaada, Piri Reis haritalarında şimdiki ismiyle belirdi.

Yeme-İçme-Gezme

Çok kısa süreli olduğu için tüm programı winrar lanmış şekilde gerçekleştirdik. Pansiyona gitmeden evvel adadaki ilk kahvaltımızı sahilde yer alan Çiçek Kafe ‘de gerçekleştirdik. Serpme kahvaltı kişi başı 20,00 tl idi. Tek kişi olunca pahalı fakat toplu halde gidince makul fiyata geliyor. 10 kişi yaklaşık 8 tane kahvaltı siparişi verdik ve herkes e rahat rahat yetti. Rum sokaklarında kalan Adalı Pansiyonda kaldık. Geceliği kahvaltı dahil kişi başı 70,00 tl. Adanın en yukarısında muhteşem bir manzaraya sahip. Eğer yokuş yukarı yürümekten gocunmuyor sanız gayet güzel bir konuma sahip. Ada tarafında bolca ünlüye rastlama şansına sahipsiniz. Biz oradayken Kadir İnanır ile karşılaştık. Tek günde tüm adayı gezip-denize girip-fotoğraf çekip ve ertesi gün alışveriş yaparak tatili geçireceğimiz için ada turu yapmak adına bir adet minibüs kiralayarak tüm gitmek istediğimiz yerlere ulaşma şansına sahip olduk. Ada ‘dan alışveriş yapacaksanız almanız gerekenler;

• Şarap
• Domates Reçeli
• Karpuz Kabuğu Reçeli
• Biber Ezmesi
• Zeytinyağı
• Ezine Beyaz Peyniri

Bu alacaklarınızı özellikle ambalajlanmış, markalı ürünler yerine yaşlı teyzelerin yaptığı, düz kavanozlarda yer alan ürünlerden tercih etmenizi öneririm. Seri üretim yerine el yapımı reçeller daha lezzetli oluyor. Şarap için Çamlıbağ şaraplarını tercih ederim. Artık şarapları tadamıyorsunuz. Bu yüzden kendi zevkime güvenerek seçtiğim şarapları satın aldım. Fiyatları 20,00 tl ile 60,00 tl arasında değişmekte. Bozcadada dan hediye düşünüyorsanız sevenleri var ise şarap en güzeli. Diğer alternatifte elbette enteresan reçeller.

Kum-Güneş-Deniz

Ayazma Plajı ‘nda yüzmeyi tercih ettik. Su sıcaklığı mevsim normallerinde olup yani soğuktu :) Bir senedir denize girmemiş  birisi olarak suyun sıcaklığını umursamayıp denize bodoslama dalmaktan çekinmedim. Plajda fiyatlar makul. Hem yemek, hem de içecek konusunda hemen hemen herşeyi bulabilme şansına sahipsiniz. Yaklaşık 2,5-3 saat kadar deniz kenarında vakit geçirip üstümüzü başımızı değiştirip yel değirmenlerine gitmek için merkeze geri döndük.

Değirmenler

Bozcaada ‘ya gitme sebebiniz ne olursa olsun muhakkak değirmenlere gün batımında ziyaret etmenizi öneririm. Yiyeceğinizi, içeceğinizi alıp o cennetten çıkmış atmosferde yürüyebilir, piknik yapabilir veya bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. Adanın tüm elektrik ihtiyacı bu yel değirmenleri ile karşılanıyor. Hatta fazla gelen bu enerji ihtiyacının bir kısmı Çanakkale ye dağıtılarak adaya ek getiri sağlanıyor. Değirmenlerin en sonunda “Dünyanın Sonundaki Fener” Jules Verne ‘e selam çakarcasına bizleri selamlıyor. (The light at the end of the world)   Gün batımını izleyip-karelendirip yolumuza bir şarap üreticisine doğru çeviriyoruz. Sağolsunlar bizleri kırmayıp şarap üretim süreçlerini tamamen anlatıyorlar. Bağdan başlayıp-şişede mantarlanan kadar geçen sürede o kadar çok detay göz önüne alınıyor ki insan bazen bu kadar sürece değer mi diye düşünmeden edemiyor.

Şarap üreticisinden ayrıldıktan sonra akşam yemeği için sahilde yer alan restoranlara yöneliyoruz. Adanın plaj tarafında yer alan mekanlar hem daha az kalabalık hem de deniz manzaralı. Gidecekseniz bu taraftaki restoranları tercih edebilirsiniz. Fiyatlar İstanbul piyasasının çok çok üstünde değil. Makul rakamlarla masadan kalkabilirsiniz. (Alkol işin içine girince elbette durum değişiyor.) Ahtapot bacağı kızartmasını özellikle tavsiye ediyorum, tadına bakmadan şehrinize dönmeyin derim.

Pazar gününü etrafı dolaşıp-alışveriş yaparak geçirdik. İstanbul u sağanak götürürken biz güzel güneşin altında dolaşmakta ve keyif yapmaktaydık. Her tatilde olduğu gibi bu tatilde çok çabuk geçti. Bozcaada gezimiz akşam 18:00 otobüsüne binmemiz ile son buldu. Bolca fotoğraf-Bozcaada nın konuşulduğu, bol bol-kare, kare belge niteliğinde fotoğrafın üretildiği bir geziyi de arkamızda bıraktık.

Her geçen sene Bozcaada ya gelen ve dolaşan insan sayısı artmakta. Yaklaşık dört sene evvel gelip de gördüğüm ada ile şu anki hali arasında çok fark var. Gelişme hem olumlu hem de olumsuz anlamda gerçekleşmiş. Daha sakin bir zamanda 3-4 gece konaklamak  için gelmeyi hayal ederek adadan ayrıldık.