Araba fiyatları almış başını gidiyor belki ama araba özellikle büyük şehirlerde yaşıyorsanız bir süre sonra bir ihtiyaç haline geliyor. Ben de yıllarca Üsküdar ‘da oturduktan sonra bir ay kadar önce Bostancı ‘ya taşınınca birdenbire bu ihtiyaç gün yüzüne çıktı. Ama gelin görün ki hiç ilgilenmediğim ve ilgi duymadığım bir konu, makine mühendisliği tabanlı olan biri için belki ilginç ama belki de bu yüzden mühendislik yapmıyorum :) Gelin yaklaşık 2 haftalık maceramı birlikte tekrar yaşayalım.
Neden arabaya ihtiyacınız var?
Otomobil yazasım geliyor zaman zaman ama halk ağzında her zaman araba diye geçtiği için o şekilde devam edeceğim. Araba seçimi yapmadan önce, arabayı ne için kullanacağınıza ve hangi değerlere göre alacağınıza karar vermeniz gerekiyor.
Burada alttaki maddeleri sayabiliriz:
– Şehir içi kullanım ağırlıklı: Daha çok şehir içinde kullanılacak ve temel ulaşım ihtiyaçları giderilecek.
– Uzun yol ağırlıklı: Daha çok uzun yol seyahatleri yapılacak.
– Spor araç: Sportif ve hızlı kullanım amaçlı, daha genç işi diye adlandırdığımız tarz.
– Konforlu araç: “Baba” arabaları, Mercedes, Audi gibi…
– Az yakan araç: Burada aracı alacak olan kişi aracın performansından konforundan çok ne kadar yaktığına bakar.
– Marka araç: Ne olursa olsun marka olsun, prestij olsun diyenlerin tercihi.
Tabii bunlardan birini seçmiyoruz genelde, hepsinden biraz olsun istiyoruz, hatta bunu abartıyoruz hepsinden bolca olsun istiyoruz, çünkü çok para veriyoruz ülkemizde, hem arabaya, hem benzine… Benim amacım daha çok uzun yol ağırlıklı, daha çok konfor tarafında kalan ve tabii ki çok az olmasa da normal yakan ve olabilirse de marka bir araç idi…
Bütçe Belirleme
Bütçe en önemli kriter tabii, ilk belirlemeniz gereken şeylerden bir tanesi ama ne yazık ki benim bütçem genişledikçe genişledi. Almışken iyisi olsun, sorunsuz olsun, şöyle olsun böyle olsun derken o bütçe bir türlü yerinde kalamıyor, tabii kendinizi de zorluyorsunuz bu noktada. Benim ilk noktada aklımdaki rakam 30-35bin TL idi. Bu civarda iyi bir araç alırım ikinci elden, rahatıma bakarım diye düşünüyordum. Kredi kullanacaksanız da ayda ne kadar ödeyebileceğinizi belirlemeniz gerekiyor. Çok çeşitli faiz yüzdeleri var bu noktada iyi seçim yapmak lazım. Galerilerden alacaksanız veya sıfır araç alacaksanız zaten bayilerin bankalarla anlaşmaları var, onları değerlendirebilirsiniz, genellikle daha iyi yüzdeler veriyorlar.
Araştırma Aşaması
Eğer benim gibi arabalarla, piyasalarıyla, teknik verileriyle hiç ilişkiniz yoksa genellikle belli bir marka üzerinden olaya girersiniz. Benim çıkış noktam Mini Cooper idi. Çoluk çocuk yokken, spor bir arabaya binmek, biraz da sürüş zevkini yaşamak istiyordum. Sahibinden.com ‘da hala bütün Mini ilanlarını ezbere biliyorum şu anda. Araştırma süresince aracın sadece Cooper modelinin olmadığını, One modelinin ve S modelinin olduğu gördüm, bunların farklı artı ve eksileri var tabii. Vergi dilimleri, motor hacimleri, iç donanımları farklı.
Baktığım araç buydu, otomatik vitesli olmasına, düşük kilometreli olmasına dikkat ediyordum, hatta o dönem aracı görebilseydim alacaktım muhtemelen, ama Fatih Bey, şehirdışında olduğunu ve 10 gün sonra geleceğini söyleyince ve ben o dönemde bu kadar temiz bir Mini bulamayınca hem farklı alternatiflere de göz atmak istedim hem de uzun yolla ilgili endişelerimi araştırdım. Mini Cooper’ların spor tip otomobil olduğunu ve süspansiyonlarının sert olduğunu çok yerde okuduktan sonra yaklaşık ayda 1 yapmayı planladığım 650km ‘lik İstanbul – Aydın parkuruna bu araçla çıkmayı göze alamadım ve Mini sevdamdan vazgeçtim, en azından şimdilik :)
Bu sırada bütçenin yukarıya doğru çıkmaya başladığını görebilirsiniz, 30-35 diye başladığımız macerada pazarlıkla 35’e alabilirim dediğim bir araca bakıyordum. Daha sonra farklı alternatifleri değerlendirmeye başladım. Bu sırada sorduğum herkes farklı markalar söylüyordu bu arada… O kadar çok seçenek var ki insan bunalıyor, son 1 aydır rüyalarımda bile araba seçiyordum ki ben kararlarını çok hızlı veren biriyimdir genelde, bu beni çok yordu.
Mini ‘lere baktığım sırada Bilecik ‘te bir düğün çekimimiz vardı ve oraya gitmek için araç kiralamamız gerekiyordu, ben almayı düşündüğüm bir aracı kiralarım, hem de uzun yolda görmüş olurum diye aklımdan geçiriyordum ama İstanbul ‘da yaşadığımın bir kere daha farkına vardım; araba yoktu. O kadar çok kiralama şirketini aradım inanamazsınız, belki 70-80 olmuştur. En son Ataşehir’den bir tane Hyundai Blue Accent otomatik dizel bulduk son gün ve kiralayıp yola çıkmaya karar verdik. Daha önce 2010 yılında yanlış hatırlamıyorsam şirketin vermiş olduğu Hyundai Accent ‘i 1,5 yıl kullanmıştım ve fena da değildi açıkçası, hiç sorun yaşatmamıştı bana. Gerçi Blue ile beraber araç bambaşka bir şeye dönüşmüş olarak geldi, hem büyümüş hem genişlemiş. Gidip gelirken de oldukça performansından memnun kaldık. Keşke fotoğrafını çekseydim, ama bu konuda blog yazısı yazacağım açıkçası hiç aklıma gelmemişti. Merak edenler için günlüğünü 110TL’ye kiraladık bu arada.
Sıfır mı İkinci El mi Sorunsalı
Bir otomobil almaya karar verirken en önemli isteklerden bir tanesi sorun çıkarmaması tabii. Bu noktada ben şu şekilde düşündüm, bilgisayarım bile bozulunca “şu yüzden bozuldu herhalde” diyebiliyorum. Bu yüzden geçmişte ne yaşandığını bilmek çok önemli. Burada arabadan hiç anlamadığımı tekrar söylüyorum, belki tecrübeli birisi, aracın arkasından gelen sesi tanır ve teşhisi koyup sorunu çözebilir ama benim gerçekten hiç bir fikrim yok, belki önemsemediğim sorunlar önemli olabilir. O yüzden sıfır araç almak bana daha mantıklı gelmeye başladı, tabii bu sırada alternatif araçlara bakmaya devam ediyordum.
Hangi Araçlara Baktım?
Toyota Auris:
Hiç ama hiç aklımda olmayan bir araçtı Auris ama yolda görünce tipini çok beğendim, sıfır fiyatının 40bin TL’den başladığını gördüm, bir gidelim bakalım Toyota’ya diyerek aracı inceledim. Tipini çok değiştirmişler Auris ‘in, yenilenmiş ve güzelleşmiş, arka tarafı sertleşmiş, bu tip şeyler kişiden kişiye değişebilir tabii ama ben beğendim, koltukları rahat görünüyor, arka kısım da yeterlnce genişti. Özellikle sunrooflu modelleri gerçekten çok şık olmuş, yakıt tüketimi yönünden de oldukça tatmin edici, fabrika çıkışı olarak ortalama 5.5litre veriyor ki oldukça iyi bir değer. Toyota ‘nın sorunsuzluk politikasını da göz önüne alınca araç bana oldukça mantıklı geldi, ama tabii aracın boşu 40bin TL, otomatiği ekleyince ve birkaç donanım ekleyince fiyat yine 45 ve üzerine çıkıyor.
Opel Astra:
Eski arabam Opel Corsa idi, o yüzden hem alışkanlığım var hem de Opel markasına güveniyorum. Ama arka kısmındaki camları çok dar yapmışlar, geri manevrada görüşünüzü olumsuz etkileyecek seviyede bence. İç kısım, kapı kapanma hissi vs gayet iyi arabanın. Yine benzer fiyatlarda bulabiliyorsunuz…
Volkswagen Golf:
Kendisini ispat etmiş, VW grubunun öncüsü diyebileceğimiz, bu segmentin yıllardır kralı Golf. DSG şanzıman vs bir yana görünüşü bence artık rakiplerinin gerisinde. Ben görünüşe fazla dikkat edenlerdenim, VW bayisine gidip sorduğumdaki ilgisizlikleri ve Golf’te 4 ay Polo’da bile 2.5ay sıra olması beni hem araçtan hem de VW’den soğuttu…
Hyundai i30:
Listeye sürpriz girenlerden oldu i30. Hyundai ilginç bir politika izlemiş, aracın baz modelinde bile diğer araçların üst modellerinde yer alan özelliklerin bir çoğu var. Elite modelinde ise geri görüş kamerası, panaromik sunroof bile dahil oluyor. Aracın tipi de geliştirilmiş ve rakipleriyle yarışabilir hale getirilip daha dinamik çizgiler eklenmiş.
BMW 1.16
“BMW varsa akan sular durur” teorisi bir yana tabii ki bu fiyat aralığına sıfırını alamıyorsunuz ama 2011-2012 gibi modelleri alabiliyorsunuz, 2012 ‘den sonra özellikle kasa ve iç tasarım değiştirilmiş ve eski kötü izlenim bırakan 1.16 ‘nın yerine daha BMW’ye yakışan bir tasarım gelmiş, dar iç hacim, nispeten kalitesiz konsol bir yana arkadan itişin gücü ve sürüş zevki arabanın artıları. Yine de sıfır araç almak şu aşamada bana daha mantıklı geldi, hele ki arabalarla ilgili çok fikriniz yoksa İstanbul gibi bir yerde ne kadar dikkat ederseniz edin kazıklanmak normal karşılanıyor.
Sonuç ve Seçim
Benim satın alma kararların genellikle çok hızlı olur, bir hafta bile benim için uzun bir süredir. Ama araba almak biraz zor, ikinci el bakıyorsanız çok daha zor, ama sıfırda iş daha kısa sürebilir tabii. Ben sonuç olarak 30bin bandında başladığım araba alma kararımda 50bin civarlarına çıkmak durumunda kaldım. Bunun altında hem arabalardan çok anlamamak, hem 2. el araçlara güvenmemek yatıyor. Tabii sıfır arabanın verdiği özel bir zevk de yok değil. Üstteki araçların yanında Citroen C4, Audi A3 ve Seat Leon gibi araçlara da baktım tabii ki ama üsttekiler benim için fiyat/performans olarak daha ön planda olan araçlardı. Bir de Fransız araçlarına karşı olan bir antipatim var, o sebeple üstteki 5li ile devam ettim. Herkesin tercihi tabii ki farklı olacaktır, araç seçimi de diğer bütün ihtiyaçlar gibi değişken, ben aralarından Hyundai i30 ‘u seçtim, neden Hyundai i30, bunu da bir sonraki yazımda, incelemede anlatacağım.
11 comments
Güzel bir seçim yapmışsınız i30 gayet güzel bir araçtır. Bu listede en zayıf araç bence toyota ve opel astra tabiki benim görüşüm ve suruş karakterim açısından.
Güle güle kazasız belasız kullan Tahir. Hayırlı olsun. :)
2004 e46 3.20 al rahatına bak, incelediğiniz arabalar malesef 3. sınıf arabalar – bmw hariç – :)
internette okuduğum bire bir karşılaştığımız en NET yazı olmuş emin olun pek cok yerlı ve yabancı araç inceleme sitelerındekı onergeler ve bilgilerden cok daha doyurucu olmuş bu hatta bu araçlarla ılgılı kucuk notlar alıp videolar cekseydınız hedefim arabamı bulmak gibi kısa ve ılkkez yapılan bır vıdeoda olabılırdı tesekkurler. Bu arada neredeyse aynı aracları dusunmusuz. Ve güzel bir tercih yapmışssınız hayırlısı.
Ozan
Çok teşekkürler, video çekmek ideali olurdu ancak o kadar zamanım yok ne yazık ki.
Bir önceki yorumumdan sonra şunu eklemek isterim. Ben Nisan-13 sonu 64 binlik aracı 60 a almıştım. Golf (ki bagajı küçük CW a göre-528 yerine 380) Highline ve aynı özelliklerde 78 bindi. Şimdi benim aracım 78 bin oldu, 75 e veriyorlar. Golf ise 100 bin! Aracı 4 ay bekleyip Ağustos'ta o günkü fiyattan alacaktım ve kendi C-Max'i mi de takas vereceğimden başına bir şey gelir korkusuyla 4 ay doğru dürüst kullanamayacaktım. Satıcıların ilgisizliği ise ayrı bir sorun. Kasım da da oğluma Fiesta 1.4 i TitaniumX aldık. Polo da da aynı sorun varı ama fiyat o kadar farklı değildi. VW marka satıyor ve korkunç ukala. Üstelik "volk" un yani halkın değil, zenginin arabası olmuş! DSG sorunlarına hiç girmedim.
kardeşim Hyundai arabasinin parcalari ucuz evet ama araba ile kaza yaptiginizda ölme riski yüksek saci cok ince teneke gibi… Bmw ve Audi gibi arabalar daha iyi gibime geliyor. Ve fiyatlari baya yükseldi bu aralar
Uluslararası standartlarda euro ncap çarpışma testlerinde 5 yıldız almıştır i30. Bazı almanlar bile alamıyor 5 yıldızı
Tamam ALMANLARIN BAZI ARABASI ALMIYO FAKAT 100 KİŞİDEN 90 I İSE ALMANI TERCİH EDİYOR PARÇA UCUZ FİYATLAR PAHALI OLABİLİR AMA MODELİNE GÖRE PARA YAPIYOKİ ALMAN PARASIDA OKADAR OLUYO
Bence Mazda rx8'de çok güzel araba :)